19 Eylül 2008 Cuma

Grip asisinin tam zamani


Prof. Dr. Tevfik Özlü, risk altındaki kişilerin fazla gecikmeden grip aşısı yaptırması gerektiğini, grip aşısı için en uygun zamanın, eylül-ekim ayları olduğunu söyledi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı Başkanı Özlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gribin ağır seyreden ve ölüme neden olabilen bir hastalık olduğunu belirtti.

Gribin asıl olarak solunum yollarında yerleşen ınfluenza A, B ve C virüslerinin neden olduğu, yüksek ateş ve yaygın kas ağrıları ve kırgınlık ile seyreden, toplumda aynı anda bir çok kişiyi hastalandırıp çok sayıda ölümlere yol açan, kolay yayılabildiğinden salgınlar yapan bulaşıcı bir hastalık olduğuna dikkati çeken Özlü, şöyle devam etti:

''Grip, asıl olarak, virüsü taşıyan hasta kişilerin solunum yolu salgılarıyla ve bunlarla bulaşmış eşyalar vasıtasıyla yayılır. Çok kolay bulaşmakta ve hızla yayılmaktadır. Özellikle okullar, yurtlar, kışlalar, kahvehaneler, huzur evleri gibi kalabalık ve topluca yaşanan ortamlar hastalığın yayılmasında önemli rol oynar. Gripten korunmak için düzenli yaşamak, uyku ve dengeli beslenmeyi ihmal etmemek, alkol ve sigara alışkanlığını sınırlamak ve eğer varsa zemindeki kronik şeker, kalp, akciğer hastalıklarının bakım ve tedavisini usulüne göre yaptırmak gerekir.''

''GRİP AŞISI RİSK ALTINDAKİ KİŞİLERE ÖNERİLİR''

Özlü, gripten korunma amacıyla aşılar da geliştirildiğini, ancak aşıların herkese değil, risk altındaki kişilere önerildiğini ifade ederek, şunları söyledi:

''65 yaşını geçmiş, KOAH, astım gibi müzmin bir akciğer hastalığı ya da şeker, kalp, böbrek hastalığı gibi kronik rahatsızlığı olanlar, hastanede ve huzurevlerinde çalışanlar, kış veya bahar aylarında doğum yapacak gebeler, sık sık seyahat eden, insanlarla yoğun teması olan kişiler, daha fazla gecikmeden bir doz grip aşısı yaptırmalıdır. Bu riskleri taşımayanların grip aşısı yaptırmaları şart değildir.''

Eylül-ekim aylarının grip aşısı için en uygun zaman olduğuna dikkati çeken Özlü, grip aşısı bu dönemde yaptırıldığında, grip salgınlarının başladığı kış ayları içerisinde bağışıklığın en yüksek düzeyde olacağını söyledi.

Özlü, grip aşısının her yıl tekrarlanması gerektiğini sözlerine ekledi.

3 Eylül 2008 Çarşamba

Sakiz çiğnemek strese iyi geliyor



Stresi artırıcı ve verimi engelleyici birçok faaliyeti yapmaları istenen yaş ortalaması 22 olan 44 kişi 2 gruba ayrıldı.

Bu faaliyetleri yaparken sakız çiğnemesi istenen gruptakilerin stres oranının, sakız çiğnemeyenlere göre yüzde 10-17 az olduğu, stres hormonu kortizolün az salgılandığı görüldü.
Araştırmacılar ayrıca sakız çiğneyenlerin faaliyetlerdeki genel başarısının diğerlerine göre belirgin oranda fazla olduğunu tespit etti.

Araştırma sonuçları uluslararası bir kongrede sunulsa da araştırmanın bir bölümüne, dünyanın ilk sakız üreticisi Wrigley grubuna bağlı Wrigley Bilim Enstitüsü'nün mali destek vermesi dikkat çekici.

Ayrıca yere atılan sakızların ayakkabının tabanına yapışmasının yarattığı stresin ne oranda olduğu bilinmiyor.

Wrigley Bilim Enstitüsü'nün geçen yıl Japonya'da dokuz kişi üzerinde yaptığı bir araştırmada, sakız çiğnemenin beyindeki kan akımını yüzde 40 artırabileceğini ve hafızayı olumlu etkileyebileceğini göstermişti.

28 Mayıs 2008 Çarşamba

Coca Cola'da kansorejen madde



Sudan sonra en çok tüketilen Coca Cola'da bulunan E211maddesinin siroza neden olduğu ortaya çıktı. DNA bozukluğuna da yol açan E211 ürünlerden çıkarılacak.

Piyasaya çıktığı ilk günden beri içerisindeki katkı maddelerini bir sır gibi saklayan Coca Cola firmasının sırrı sonunda çözüldü. Yapılan araştırmalarda Coca-Cola'nın içerisinde E211 (Sodyum Benzoat) maddesinin bulunduğu saptanmış, firma uzun süre bu iddialara karşı sessiz kalmıştı.

Sodyum Benzoat maddesi siroz, parkinson gibi hastalıklara davetiye çıkarıyor, hiperaktivite bozukluğuna neden oluyor ve DNA'ya zarar veriyor.
KÜFLENMEYİ ÖNLÜYOR
Genel olarak gazlı içeceklerin birçoğunda bulunan ve küflenmeyi önleyen bu maddenin C vitaminiyle karşılaşınca kansorejene dönüştüğü belirtildi.

Coca Cola firması ilk olarak Diet Colalar'dan bu maddeyi çıkartacaklarını ve yıl sonuna kadar tamamen kullanımdan kaldıracaklarını açıkladı. Firma sözcüsü bu maddeyi kullanmayı bırakacaklarını açıklasa da Sodyum Benzoat'ın yerini tutacak başka bir bileşen bulamadıklarını da itiraf etti.
bugün

6 ayda 2 beden zayıflamak isteyen varmı


Yemek yemeye başladığınız an tokluk hissi yaşayacaksınız.
İngiliz bilim adamları, yemek yemeye başladığınız an tokluk hissi yaşamanızı sağlayacak mucize bir hap geliştirdi. İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre, yeni zayıflama hapı 3 yıl sonra piyasaya çıkıyor.

Beynin iştah bölümünü kontrol eden bu mucize hapla 6 ayda 2 beden zayıflamak mümkün olacak. Diyet yapan kadınların kurtarıcısı olan bu hap zayıflamak için aç kalmak zorunda kalan kadınların derdine çare bulacak çünkü bu haplardan alan kişiler pek fazla açlık hissi yaşamayacak.

7 Mayıs 2008 Çarşamba

Saglıklı yaşam ve spor


Her birey farklıdır ve her birey için farklı öncelikler söz konusu olabilir. Bireyin yaşı, kondisyon düzeyi, sağlık durumu gibi çok çeşitli değişkenler egzersiz programının içeriğini etkilemektedir. Özellikle belli bir yaş üzerinde egzersiz yaparken veya egzersize yeni başlayanların dikkatli olması gerekir.

Ailesinde kalp hastalığı hikayesi bulunan, sigara içen, kolesterol, tansiyon, şeker problemi olan, fazla kilo veya stresli bir yaşam tarzı bulunan bireyler bu sayılanlardan biri veya bir kaçına sahipse muhakkak bir spor hekimi kontrolünden geçtikten sonra spora başlamalarında fayda bulunmaktadır. Günümüzde en sık gözlenen hastalıklar olan kalp-damar rahatsızlıkları (tüm ölüm nedenlerin %50’si) çok erken yaşlarda başlamakla beraber, özellikle erkekler için 35, kadınlar için 40 yaşından sonra önemli bir risk oluşturmaktadır. Özellikle egzersiz esnasında nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi şikayetleri olanların muhakkak bir check-up’ tan geçmesi gerekir.

Hangi Egzersiz, Ne Sıklıkta, Hangi Yoğunlukta ve Ne Kadar?


Egzersizin bahsettiğimiz hastalıklardan korunma, kondisyonun gelişimi ve kilo verilmesi gibi faydalarından yararlanılabilmesi için bilinçli yapılması gerekir. Büyük kas gruplarını kullanıldığı yürüyüş, bisiklet, jogging, koşu, yüzme, tenis gibi sportif aktiviteler sağlık için daha faydalı bulunur. İspatlamış herhangi bir sağlık problemi bulunmayan bireyler bu sporları ideal olarak her gün, ama haftada en az 3-4 gün yapmalıdırlar. Bu konudaki en iyi davranış egzersizin yemek yemek, dişleri fırçalamak gibi bir yaşam alışkanlığı halini almasıdır.
Egzersizin süresi en az yarım saat, ideal olarak 45 dakika sürmesi gereklidir ve efor süresince egzersiz herhangi bir kesintiye uğramamalıdır. Örneğin tempolu yürüyüşlerde 20 dakika kadar egzersize devam ettikten sonra bir 10 dakika soluklanma veya vitrin bakma gibi verilen aralar egzersizin etkinliğini sıfıra indirir. Çünkü vücudumuz egzersize başladıktan ortalama 20 dakika sonra enerji kaynağı olarak yağlar yanmaya başlar ve eğer egzersiz 30-45 dakika kesintisiz sürerse, egzersizden sonra bile 1 ila 4 saat yağlar yanmaya devam eder.
Egzersiz yapılırken dikkat edilmesi gereken en kritik nokta yapılan eforun şiddeti, yani yoğunluğudur. İdeal olarak spor hekiminizin size yaptığı ergospirometrik efor testi sonucu egzersiz nabzı belirlenebilir. Her birey için bu egzersiz nabzı değişir ve bu limitler aşılmamalıdır. Bir hekim tavsiyesi alma imkanı yok ise eforunuzun yoğunluğu; siz egzersiz yaparken ıslık çalmanızın veya yanınızdaki ile konuşmanızın mümkün olacağı bir egzersiz şiddetinde olması gerekir. Tabii egzersiz yoğunluğu çok hafifte olmamalıdır ve egzersiz esnasında tatlı şekilde bir ter atmanız gerekir.
Kaliteli ve üretken bir yaşam sürmek ve hastalıklardan korunmak için spora ideal olarak çocukluk yıllarında başlamak gerekir. Ancak spora başlamak için hiçbir zaman geç kalmış sayılmayız. 70 yaşında eklem sertliği ve kemik erimesi olan, hiç egzersiz yapmamış ev hanımlarına bile ilaç tedavisinin yanında tedavi olarak egzersiz yapılması önerilir.

En faydalı sebzeler


Tüm sebzeler besleyici ama özellikle beş tanesi diğerlerinden daha özel öneme sahip. İşte o beş multivitamin kaynağı besinler...

İster koyu yeşil olsun isterse kırmızı, isterse portakal rengi veya sarı, bütün sebzeler harika birer besleyici ve vücudumuzu hastalıklara karşı dirençli hale getiriyorlar. Herbirinin ayrı yararları olmakla birlikte, düzenli olarak alındıklarında vücudumuz için en yararlı sebzeler şunlar:

Ispanak, iyi bir folik asit kaynağı, kansere karşı koruyucu etkisi var, A vitamini ve kalsiyum içeriyor; havuç, mükemmel bir A vitamini kaynağı; tatlı patates, A ve C vitaminleri içeriyor; brokoli, A ve C vitaminleri ile folik asit içeriyor; sarımsak, kansere karşı etkili pitokimyasallar içeriyor.

7 Nisan 2008 Pazartesi

Kim demiş kahve zararlı diye!



Üstelik sağlığa yararlı olduğu bilinen yeşil çaydan 6 kat daha yararlı...


Kahve tıp dünyasının en çok tartıştığı tüketim maddelerinden biri. Son yıllarda yapılan çalışmalar, kahvenin faydalı özellikleri olduğunu gösteriyor. Kahvede bulunan polifenollerin antioksidan özelliklerinden dolayı insan sağlığına faydalı olduğu biliniyor. Kalp damar hastalıkları ile kanser riskini azalttığına dair de bulgular olan bu bileşiklerin Alzheimer hastalığının başlangıcını da geciktirdiği çalışmalarla destekleniyor. Polifonel açısından zengin bitkilerden biri de kahve çekirdekleri. Diyetisyen Ece Nevra Durukan 6. Uluslararası Beslenme ve Diyetetik Kongresi'nde kahveyle ilgili ilginç bir oturum gerçekleştirdi.


Durukan, "Bir fincan kahvede 150-550 miligram polifenol var. Tip 2 diyabet, Alzheimer ve mental sağlık üzerinde olumlu etkileri mevcut. Kahvenin antioksidan aktivitesi yeşil çaydan 6 kat fazla. Günlük ihiyacımızın yüzde 64'ü kahveden sağlanabiliyor. Vücuttan su kaybına negatif etkisi var. Parkinson'a yakalanma riskini yüzde 30 azaltıyor.